İCRA DAİRELERİ VE GÖREVLERİ
I- Her asliye mahkemesinin yargı
çevresinde (her ilçede) en az bir icra dairesi bulunur. İşi çok olan yerlerde,
birden fazla icra dairesi vardır.
Her icra
dairesinde en az bir icra müdürü vardır. Gereksinim duyulan
yerlerde, icra dairesinde ayrıca icra müdür yardımcısı, kâtip, mübaşir ve hizmetliler yer
alır (İİK. mad. 1/I).
6352 sayılı
Kanunla İİK.’da 02.07.2012 tarihinde değişiklik yapılmadan önce, icra işlerinin
az olduğu ilçelerde ayrı bir icra müdürü atanmaksızın yazı işleri müdürlerine
icra müdürlüğü görevi de verilmekteydi. Söz konusu kanunla yapılan değişiklikte
bu hükme yer verilmemiştir.
II- a) İcra
müdürü:
İcra dairesinin
başında icra müdürü bulunur. İcra müdürü, icra dairesinin sorumlu âmiri
durumundadır (Niz. mad. 3/I).
İcra müdürlerinin
atanmaları, Adalet Bakanlığı tarafından “İcra
Müdür ve Yardımcılarının Sınav, Mülakat, Atama ve Nakil Yönetmeliğine” göre
yapılır.
İcra ve İflas
Kanununu uygulamakta birinci derecede görevli olan -tâbiri caizse âdeta bu
kanunu uygulayan ilk derece hakimi olan icra (ve iflas) müdürleri hem adli
hem de idari vazife görürler. Ne alacaklının ve ne de borçlunun vekili olmayıp,
devlet adına cebri icrayı yürütürler.
b) İcra müdür
yardımcısı:
İcra işi çok olan
yerlerde, icra dairesinde, icra müdürü yanında ayrıca icra müdür
yardımcısı da bulunur.
İcra müdür
yardımcıları, «icra müdürünün yokluğunda (hastalığında, bir engelinin bulunması
halinde) onun görevini yerine getirir. İcra müdürünün bulunduğu sırada, ancak
onun verdiği (havale ettiği) işleri yapar.
İcra müdür
yardımcıları da, icra müdürleri gibi, Adalet Bakanlığı tarafından «İcra Müdür
ve Yardımcılarının Sınav, Mülakat, Atama ve Nakil Yönetmeliği»ne göre
atanırlar.
c) Kâtipler:
6352 sayılı
Kanunla İİK.’da yapılan değişiklikle, icra dairelerinde çalışan personelin
uzmanlaşmasını sağlamak ve böylece hizmet kalitesini artırmak amacıyla, sadece
icra dairelerinde çalışacak “icra katipliği” kadrosu
yaratılmıştır.
İcra
katipleri, merkezî
sınavda başarılı olanlar arasından Bakanlıkça yetki verilecek adalet
komisyonları tarafından yapılacak uygulama ve sözlü
sınav sonucuna göre atanacaktır.
6352 sayılı Kanun’un
1. maddesinin gerekçesinde “Maddeyle, icra dairelerinde çalışan
personelin uzmanlaşması sağlamak ve böylece hizmet kalitesini artırmak
amacıyla, sadece icra dairelerinde çalışacak icra katipliği kadrosunun ihdas
edildiği” belirtilmiştir. İcra dairelerinde çalışan personelin
uzmanlaşmasını sağlamak ve böylece hizmet kalitesini artırmak amacıyla, sadece
icra dairelerinde çalışacak “icra katipliği” kadrosu
yaratılmıştır. İcra dairelerinde çalışan personelin uzmanlaşmasını sağlamak ve
böylece hizmet kalitesini artırmak amacıyla, sadece icra dairelerinde
çalışacak “icra katipliği” kadrosu yaratılmıştır.
“İcra
katipleri, merkezî sınavda başarılı olanlar arasından Bakanlıkça yetki
verilecek adalet komisyonları tarafından yapılacak uygulama ve sözlü sınav sonucuna
göre atanacaktır. İcra dairelerinde görev yapan kadrolu icra katiplerinin
yeterli olmaması durumunda, Bakanlıkça belirlenecek esaslar çerçevesinde adalet
komisyonlarınca icra dairelerinde zabıt katibi, mübaşir ve hizmetli
görevlendirilecektir.”
ç) Zabıt
kâtibi ve mübaşirler:
İcra dairelerinde
gerektiğinde, Adalet Bakanlığı tarafından belirlenecek kurallar çerçevesinde,
adli yargı ilk derece mahkemesi Adalet Komisyonları tarafından zabıt
kâtibi, mübaşir ve hizmetliler görevlendirilir (İİK. mad. 1/VI).
Ayrıca belirtelim
ki; icra müdürü, icra müdür yardımcısı veya icra
katibinin -izin ve hastalık gibi- herhangi bir nedenle görevinin
başında bulunmaması halinde, bunların görev ve yetkileri adli yargı ilk derece
mahkemesi Adalet Komisyonları tarafından görevlendirilecek yazı işleri
müdürü veya zabıt katibi tarafından yerine getirilir
(İİK. mad. 1/VII).
III- 6352
sayılı Kanun’un 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmesinden önce; Adalet
teşkilatının sulh mahkemesinden oluştuğu yerlerde, bu mahkemeye icra mahkemesi
görevi de verilebileceği belirtilmişti. Böyle durumlarda, icra memuruna
ait görev ve yetkiler bu mahkemenin başkatibi, yokluğu halinde zabıt katibi
tarafından yerine getiriliyordu. Maddenin bu hususu düzenleyen dördüncü
fıkrası, 538 sayılı kanunla; “bu maddede esasa ilişkin bir değişiklik
yapılmamış, üçüncü fıkrada, ayrıca icra memuru bulunmayan yerlerde, bu görevin,
mahkeme başkâtibi tarafından görüleceği ifade olunmasına rağmen, dördüncü
fıkrada Adalet Teşkilatı Sulh Mahkemesinden ibaret olan yerlerde, icra
vazifesinin, mahkeme başkâtipleri tarafından yerine getirileceğine dair hükmü,
tatbikatçıları yanıltıcı mahiyette bulunmuş olduğundan, bu görev ve yetkinin,
mahkeme başkâtibinin yokluğu halinde zabıt kâtibi tarafından yerine
getirileceği açıklanmıştır” gerekçesi ile değiştirilerek önceki şekli almıştı.
6352 sayılı Kanunda ise böyle bir hükme maddede yer verilmemiştir.
IV- “İcra katipliğine ilk defa atanacaklar,
kamu görevlerine ilk defa atanacaklar için yapılacak merkezî sınavda başarılı
olanlar arasından Adalet Bakanlığının bu konuda yetki vereceği adli yargı ilk
derece mahkemesi adalet komisyonları tarafından yapılacak uygulama ve sözlü
sınav sonucuna göre; unvan değişikliği suretiyle atanacaklar ise uygulama ve
sözlü sınav sonucuna göre atanırlar. Unvan değişikliği suretiyle icra
katipliğine atanacaklar tahsis edilen kadronun yüzde ellisini geçemez.”
(İİK. mad. 1/IV)
“İcra müdür ve
icra müdür yardımcıları ile icra katiplerinin, yazılı sınav, sözlü sınav,
görevlendirme, nakil, unvan değişikliği, görevde yükselme ve diğer hususları
yönetmelikle düzenlenir.” (İİK.
mad. 1/V)
“İcra müdürü,
icra müdür yardımcısı veya icra katibinin herhangi bir nedenden dolayı yokluğu
halinde görev ve yetkileri, adli
yargı ilk
derece mahkemesi adalet komisyonu tarafından görevlendirilecek yazı işleri
müdürü veya zabıt katibi tarafından yerine getirilir.” (İİK. mad. 1/VII)
“Adalet
Bakanlığı, icra dairelerini bir arada bulundurmaya ve aynı icra mahkemesine
bağlamaya yetkilidir.” (İİK.
mad. 1/VIII)
V- «İcra teşkilatı»nın en önemli organını
oluşturan icra daireleri, özel hukuktan doğan alacakların takibi için
görevlidirler. Kamu alacaklarının takibinde «İcra ve İflâs Kanunu»na
uygulanmayıp, 6183 sayılı «Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında(ki) Kanun»
uygulandığından (İİK. mad. 47)bu alacaklar icra dairelerinde takip konusu
yapılamazlar.
Kamu alacakları;
«Devlet veya kamu kuruluşları adına talep ve takip edilebilen» alacaklar
olduğundan, Devletin, vilayet özel idarelerinin ve belediyelerin özel hukuktan
(akitten, haksız fiilden, sebepsiz ‘haksız’ iktisaptan) doğan alacakları
hakkında 6183 sayılı yasa değil, İcra ve İflâs Kanunu uygulandığı gibi, kişilerin
Devletteki hak ve alacakları da yine İcra ve İflâs Kanunu hükümlerine göre
takip edilir.
Yorumlar
Yorum Gönder